twitting:

    follow me on Twitter

    8 Eylül 2008 Pazartesi

    "In a nightmare, every choice you make is a wrong one."

    "Bir kabûsu yaşıyorken yaptığınız her seçim, yanlış seçimdir."

    Max Payne'in filmi geliyor yakında. Hayatımda nadir olmak üzere, heyecanlıyım. En sevdiğim kara hikaye, en sevdiğim metafor fırtınaları, en sevdiğim "ağır" sözler beyazperde'ye taşınıyor.

    Filmin Trailer'ını izledikten sonra, filmin hayallerimin bile ötesinde olduğunu düşünmüştüm. Tanrılar pantheonu "Aesir" ve savaşların kaderini çizen "Valkyre"leri ilk gördüğümde gözlerime inanamadım. Filmde Aesir, yeraltı dünyasına paravanlık eden bir şirket olarak betimlenmiş, Max'in de ağına düştüğü uyuşturucu Valkyre ise "kafası güzel" yenilmişleri savaşlardan çekip çıkaran kuşlar olarak betimlenmişti.

    Lakin trailer'ı izleyeli uzun zaman oldu, ve bir şeyineksik olduğunu yeni farkettim: Müzikler.
    Ne Max Payne'in basit bir aksiyon oyunu olmadığını gösteren o destansı tema müziğini, ne de Poets of the Fall'un şahane Late Goodbye'ını duymadım. Ve trailer bana diyor ki, bu müzikleri filmde de duyamayacağım.

    Sanırım korktuğum başıma geliyor. O güzelim kara hikayeyi alıp "Sam Lake'in parmağının değdiği", sıradan bir aşk hikayesini içerecek bir aksiyon filmine dönüştürüyorlar. Ve yine korkuyorum ki, herkes bu filmi beğenecek. Eskilerden tek bir nota olmasa bile...

    P.S.: Ha, bi de evet, Eric Mabius, Max Wahlberg'den daha çok yakışırdı o role.

    0 yorum: