twitting:

    follow me on Twitter

    30 Mart 2009 Pazartesi

    "Günaydın Lemming'ler!"

    25 Mart 2009 Çarşamba

    Mutluluk

    Daha önce hiç böyle mimlenmemiştim. Mimlenmiştim de yazmaya zaman bulamamıştım. Zaman bulmuştum ama yazacak şey bulamamıştım. Yazacak bir sürü şey vardı da bir o kadar bahanem vardı tembellik etmek için.
    O yüzden, ilk defa mimlendiğimi varsay. Eski Skos/Gelaek, yeni TabulaSomnia terbiyesizi mimlemiş beni. Öyle mimlenmişim ki, yazım Mutluluk üzerine olacakmış. 

    Mutluluk nedir ki? Evet, soru bu zaten. Eski çağlardan beri filozoflar bunun da cevabını arıyorlardır eminim. Dünya üzerinde kaç kişi yaşamışsa, onun bilmemkaç katı kadar cevabı olan bir soru. Mutlak doğru cevabı aradıkça mutluluğun kendisinden uzaklaştıran bir soru. Bu yüzden paylaşılmalı düşünceler ki arayışın nafile olduğu âşikar olsun henüz farketmeyenlere.

    Hayal etmektir mutluluk.
    Hava ciğerlerini yakmaya başladığından beri kafanı bulandıran onca şeyi bir anlığına geride bırakırken gözlerinin önüne getirdiğin her şeydir. Biraz rahatlamak için, en güzel şeylerin düşünü kurmaktır.

    Umut etmektir.
    Yağmur bulutları başının üzerinde toplandığında gökyüzüne bakıp üzerine düşecek ilk damlayı beklemektir ki, çiçekler açmaya devam edebilsin. İşte o zaman, ıslak çimlerin üzerine uzanıp yağmurun arkasından açacak gökkuşağını hayal edebilirsin.

    Devam etmektir.
    Hayat bir anda gözlerinin önünde derin bir orman gibi serilince, duraksamadan ormanın içine yürümektir. Gözlerini kapatıp ağaçların hışırtısını, daha küçük varlıkların seslerini dinlersin. Yolun sonunu göremesen de vazgeçmezsin yürümekten. İşte o zaman, yolunun sonunda sıcak bir ev olması için umut besleyebilirsin.

    Sevmektir.
    En yakın arkadaşını, en kötü anında nasıl gülümseteceğini bilmektir. İç dünyanın dehlizlerinde kaybolduğunda tanıdık bir elin haritanı eline vermesidir. Sevdiceğin gözlerinin içine bakarken nefes aldığını hissetmektir. İşte o zaman, yaşamaktan korkmayıp devam edebilirsin.

    "Ben yüreği alacağım... Akıl hiç kimseyi mutlu edemez, ve mutluluk dünyanın en güzel şeyidir."
    -Teneke Adam (Oz Büyücüsü)
    Fasarya, Canbu, Davşan, Yahuda ve bonus olarak Jejune; mimlendiniz cicikuşlar.

    [Bu mim nedir, nerelerden gelmiş nerelere gidiyor diyenler için AfterMim'ini tutmuş TabulaSomnia: http://blog.dogacyavuz.com/2009/03/aftermim-mutluluk.html]

    21 Mart 2009 Cumartesi

    "hiç bir şey satmıyor olmanın zevki."

    Bobilerden "arak bu" diyerek silinmiş olan çalışmam. Değildi oysa ki. Ama uğraşmaya değer  bulmadım. Bobiler'in kalitesi dibe vurduğu için mi? Sanırım.

    19 Mart 2009 Perşembe

    looplooplooploop

    Hazır iki dakika soluklanıp düşünmeye vakit bulmuşken, ilginç ilginç projelere atlayıp hayatımı güzelleştireyim istedim. Öncelikle, freelancer müzisyen olarak freelance iş sitelerine "freelancer'ım ben, müzik yaparım oyunlarınıza falan" diye kaydolmayı düşünüyorum. Manuel olarak da arayacağım tabi ki böyle iş imkanlarını. Öte yandan, bunu yapabilmek için bir kaç örnek şarkıya sahip olmam gerek. Elimdeki yüzlerce yarım projeden bir kaçını kısa süre içinde tamamlamayı umuyorum- vakit bulabilirsem.

    İkinci olarak, şimdilik tam detaylarını açıklamayacağım ama, Marvindie gibi "ilginç x mecrasından ilginç haberler" tarzı bir platform oluşturma fikri var kafamda. Ama bu sefer blog değil, doğru düzgün bir site olmasını hedefliyorum. Şu anda düzgün bi CMS, bi de host bulmaya çalışıyorum. Kısa sürede de site ile ilgili nihai fikirlerimi derleyip işe koyulacağım.

    Bir de çizim derslerim başladı. Haftada 4-5 saat kadar ama, hangi saatlerde olursa olsun "programımı biraz taşırıyormuş" gibi hissettiriyor. Aman tanrım, hiç bir şey yapmıyorken bu kadar şeye nasıl vakit ayıracağım? Daha dinlemem gereken 8 albüm, çizmem gereken koca koca resimler var! Üstelik altı aydır kitap okumadım hiç :/ Bir de Fallout çevirisi var, üzerinde uğraşmadığım her gün birazcık daha vicdan azabı duymamı sağlıyor.

    Ben yaparım ama hacı. 
    Hem artık yalnız da değilim ;)

    (Dalgınlıkla Marvindie'ye gönderdim bu yazıyı ben. Feed'lerine yanlış yazı gelen arkadaşlardan özür dilerim.)

    17 Mart 2009 Salı

    Blog da iyice üvey evlat oldu okuyucu. Ne zamandır bir şey yazmıyorum. Daha doğrusu, çok çok uzun zamandır ne bir şey yazmaya tâkâtim (taş attım da kolum yoruldu), ne de bir şeyler üzerinde kafa yormaya zamanım olmadı (aklım yok ki benim).


    Peki bloga hiç bir şey yazmadığım zaman içinde ne yaptım?
    • Lolcat'lere güldüm. 
    Youtube'a hâlâ giremiyorsanız OpenDNS üzerine Makat deneyin
    (Bir de 4Chan'a güldüm ama onu yazmayacağım tabi)
    • Left 4 Dead oynadım -ki Sourgamer'lara tayfasına ve diğerlerine teşekkür buradan. Günün birinde seninle de oynamak isterim okuyucu :).
    (Evet bu resimde ben yokum. Olsun, vesc'le skos var :)
    • Çizdim, fotoşopladım, tasarladım, düzenledim ama bunların hiçbirisini göstermedim kimselere. Bir süre daha gizli kalacaklar (Hayır, gizli bir proje üzerinde çalışmıyorum).
    • Çeviri yaptım. Ama bitmedi. Son bir kaç haftadır da elleyemiyorum. Ama vazgeçmedim.
    • Müzik dinledim. Çok çılgın dinledim hem de. Neler neler dinledim lan. Çok Dinledim. Evet.
    • Program yazayım dedim, C++'a gireyim dedim olmadı. Ben de script yazdım.



    • Format attım bir de. A****K**UĞUMUN NOD32'si EXPLORER.EXE'Yİ SİLDİ LAN. Sinirlerim bozuldu o yüzden. Silinir mi o yavşak adam! Silmese atmayacaktım.
    • Şarkı söylemek istedim. Söyleyemedim ama olsun, duydu o beni *-*.
    • Bir de, koşturdum durdum işte... Canım sıkıldı.