twitting:

    follow me on Twitter

    28 Şubat 2008 Perşembe


    "Don't get any big ideas
    They're not going to happen..."

    Ah, selam blog! Selam kış bitmeden gelen ilkbahar! Çoğu kişi seni gördüğüne seviniyor ama, erken gelmen beni korkutuyor, biliyor musun ilkbahar? Ama sayende küresel ısınmanın bile güzel bi yanı olduğunu gördüm, sağol. Zaten ikimiz de biliyoruz gerçek dünyada ne "zifiri karanık kötüsü", ne de "parlak ışık iyisi" var; Her şey grinin milyon farklı tonunda, ve bir elimizde çamaşır suyu, bir elimizde ahududu reçeli ile bekliyoruz 
    önümüze çıkacak olanları. 
    Ve biliyorsun, elimizdekileri yemeye çalışmak da hiç hoş sonuçlar doğurmayacak :). Denemiştik bunu hatırlarsan.
    Aa, sana diyorum ilkbahar?.. İlkbahar?..
    E uyumuşsun sen ama. Bahar rehaveti hep, cık cık..

    Ama uyumakta haklısın sanırım. Herhalde milyonlarca yıllık hayatında başına gelen en güzel şeyin, bir taraftan hafif bir rüzgar genç yaprakları hışırdatır ve seni tatlı tatlı sararken şekerleme yapmak olduğunu düşünüyorsundur. İnsanevladını bilmem ama, ben de aynı şekilde düşünüyorum. Hatta yanında kuş cıvıltısı da varsa, uyanmamacasına uyumak, bir cennet tasviri gibi, değil mi?

    Geçen gün eski okuluma uğradım. Etrafında hâlâ mandalina bahçeleri ve yemyeşil otlaklar mevcut. Hatta inanmayacaksın, sanırım bir sincap bile gördüm. Eheh, evet, sincaptı o, hem de İzmir'de. Ama o sincabı görürlerse, orayı da apartmanla dolduracaklardır şüphesiz.
    Okuldan dönerken kuş cıvıltıları vardı yine Güzelbahçe'de.Uzun zamandır gerçek ve hür bir kuşun şakımasını duymamıştım. Pek alışık olmadığım biçimde, hüzünlendim. Biliyorsun, biz insanevlatları üzülmek için hiç bir fırsatı kaçırmıyoruz. Bir dahaki sefere güzel bir ses kayıt cihazıyla gitmeyi düşünüyorum, biliyorsun, teknoloji çok gelişti. Ama önce satın almam gerekli.
    Ne? İroni mi? hmfph, yapmam ben öyle şey ilkbahar. Demedim bi şey, uyu sen, ben de kendime bi köşe bulayım uyuyacak.