twitting:

    follow me on Twitter

    17 Haziran 2008 Salı

    ...and let ÖSS pass through me...

    Cok eğlenceli bir maratondu yine. Stresten kusanlar, kendi canına kıyarcasına inekleyenler, oldu. Ben de "oturup izleyenlerden" biri olarak bolca eğlendim, Öss'ye girmeyen "büyük"lerin çocuklaşmak için hiç bir fırsatı kaçırmadığına bir kez daha şahit oldum. Ama hâlâ anlamadığım iki şey var; ilki, bu insanlar neden biz öss öğrencilerinden daha heyecanlıydı? Her sene olmuyor mu lan bu nane, yoksa bizden sakladıkları bi bahis yönü falan mı var? Hayır varsa öyle bi şey söylesinler, içeriden tüyo falan vereyim, ihya olalım karşılıklı.
    İkincisi, annem o hindistancevizini nereden buldu? Bi yakalayayım konuşacağım, eğer çok aramadıysa sınav olmayan zamanlarda da almasını talep edeceğim, süper bi oyuncak lan, ahah.
    Ayrıca televizyonda çıkıp "hindistancevizi öss'de iyi gelir" diyen kimse, gerçek hayatta yediği sihirli mantarlardan ben de istiyorum. Muhteşem kafa yapmış belli. Hindistancevizi nasıl kafa çalıştırabilir, bir miktar yedikten sonra uyudum ben resmen yau.

    Vadevır, şahane gazla girdim, karpuz gibi yardım geçtim Öss'yi. İster misiniz bir dilim? Rakı da var bak ;).

    0 yorum: