"...Büyük Atılım'ın bereketi üzerimize tufan yağmuru gibi yağdı, duyularımızı ansızın sakat bıraktı. Önderimiz bize seslendiği zaman saf sadakatimizle afalladık, büyük, öfkeli ve görmeyen gözleriyle baktığında sessiz suratlarımızı ona çevirdik. Kara rüzgarların zafer haykırışları gibi, kükreyen bir ses ve kutsal kelimlelerle yüreklerimizi sarmalayıp temiz hayranlığımızı pençesine aldı. Tâmâhkarlığın cümleleri üzerimize yağdı ve bize sonsuz zenginliklerin sahte hayallerini gösterdi. "Tahıllarımızı yağmalayan serçeleri yok edin ki ekinlerimiz çoğalsın; zenginliklerin üzerimize yağmasını seyredelim!"
Ve tüm serçeleri yuvalarında kendi ellerimizle canlarından ettik, göklerin ninnisi sustu, bulutlar çekip gitti. En büyük düşmanları ortadan kalkan çekirgeler, şükranlarını çenelerini iyice açıp tüm bereketli ekinlerimizi yutarak gösterdiler. Milyonlarca kişi açlıktan kırıldı ve biz de semiren önderlerimizin aksine zayıfladıkça zayıfladık. En sonunda, kızgın güneş üzerimizde parladı, anladık ki gerçek düşmanımız gözü kapalı itaat etmekmiş. Ve kendimiz için düşünmeye o gün başladık..."
twitting:
4 Mayıs 2008 Pazar
kızıl yürekler kızıl güneş için atar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder