[çevrimdışıyken bir anlık ileti aldınız]
ogichidaa (04:26):
-------------
ölü bir gezegenin soğuk tenhalığına benzemesin diye
özgürlük mutlaka paylaşılacak,
suç ortağı bir sevgiliyle
sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız
ikimiz sanmıştık ki; tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız
hiç yanılmamışız
-------------
twitting:
23 Ocak 2009 Cuma
11 Ocak 2009 Pazar
"Tinsellik özel bir terimdir, ve sezgilerle baş etme anlamına gelir. Teist gelenekte (dinlerde) kelimelere yapışan bir kavram vardır. Bazı eylemleri ilahi ilkelere göre nahoş olarak, bazı eylemleri ise hoş olarak değerlendirir. Ateist gelenekte ise, bu çok doğrudandır, olayların geçmişi özel bir önem taşımaz. Asıl önemli olan şudur; "Burası" ve "Şimdi". "Şimdi" kesin olarak şimdidir. Biz, tam o anda ne mümkünse onu deneyimlemeye çalışırız. Bir geçmiş var olduğu için Şimdiye sahip olduğumuzu düşünmenin bir anlamı yoktur. Bu "şimdi". Tam şu an. Gizemli bir yanı yok, sadece "şimdi", çok basit, dosdoğru. Ve bu "şimdilik"ten bir şekilde her zaman bir aklın anlama yetisi doğar, şöyle ki; gerçeklikle sürekli etkileşimdesinizdir. Teker teker. Adım adım. Sürekli. Aslında biz her zaman, müthiş kesinlikte deneyimleriz. Ama "Şimdi" tarafından tehdit ediliriz, bu yüzden geçmişe veya geleceğe atlarız. Hayatlarımızda var olan şeylere dikkatimizi yönelttiğimizde, öyle zengin bir hayat sürüyoruz ki, bütün o seçimler her zaman varlar, ama hiçbiri kendi başlarına kötü veya iyi değiller. Bizim yaşadıklarımız koşulsuz deneyimlerdir. Onlar üzerlerinde şöyle etiketlerle gelmezler: "Bu kötü olarak değerlendirilir" veya "Bu iyidir". Biz onları deneyimleriz ama aslında onlara doğru dürüst önem vermeyiz. Aslında bir yerlere varacakmışız gibi düşünmeyiz. Bir mücadele gibi düşünürüz. Ölmeyi bekleriz. İşte sorun da bu, bu "şimdilik" e hakkıyla güvenmemektir, Aslında şimdide deneyimlediğimiz şey pek çok kuvvetli şey içerir. O kadar güçlü ki onunla yüzleşemeyiz. Bu sebeple her zaman geçmişten ödünç alır ve geleceği davet ederiz. Belki de bu yüzden dini ararız. Belki de bu yüzden sokaklarda uygun adım yürürüz. Belki de bu yüzden toplumdan şikayetçiyiz. Belki de bu yüzden başkanlara oy veririz. Bu epeyce ironik, hatta çok tuhaf."